Sağlık hizmet sunucuları; sağlık hizmetini verirken hastanın bedensel ve ruhsal bütünlüğünü, saygınlığını korunmayı, hastanın aktif katılımını sağlamayı, hastanın adil, eşit ulaşılabilir bir sağlık hizmeti alabilmesini hedeflemeli, hizmet sunulurken de hasta haklarını gözetmelidirler.
26 EKİM HASTA HAKLARI GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 2010



 SAĞLIK HİZMETLERİ KARŞILIKSIZ DEĞİLDİR!

Sağlık hizmet sunucuları; sağlık hizmetini verirken hastanın bedensel ve ruhsal bütünlüğünü, saygınlığını korunmayı, hastanın aktif katılımını sağlamayı, hastanın adil, eşit ulaşılabilir bir sağlık hizmeti alabilmesini hedeflemeli, hizmet sunulurken de hasta haklarını gözetmelidirler.

Hasta haklarının temel amacı hastaların bilinçlendirilerek, desteklenmesi ve güçlendirilmesi olmalıdır. Hasta sağlık hizmeti alırken hakları olduğunu, hak ihlali halinde nerelere, nasıl başvurulması gerektiği bilmelidir. Hastalar ve yakınları doktora gitmekten, hastanede yaşayacaklarından, hastasına veya kendisine kötü davranılmasından korkmamalıdır. Hasta hekimine soru sorabilmeli, yeri geldiğinde sağlık sistemini sorgulayabilmelidir ki ortak ihtiyaçlar belirlensin, sorunlar hızlı ve etkin yollarla çözümlenebilsin.

Hasta, sağlık hizmeti sırasında kendisinden istenen tahlillerin ve görüntüleme işlemlerinin kendisinden neden istendiğini ve hekimin hastalığı ile ilgili ne düşündüğünü bilmez. Sorarsa, zorla ulaştığı sağlık hizmetini alamamaktan korkar.

Son yıllarda Sağlıkta Dönüşüm Programıyla var olan birçok hakkını kaybettiğini ancak yaşayarak öğrenir. Sağlık hizmetlerinin ‘’ne kadar para o kadar sağlık hizmeti’’ haline dönüştüğünü hastanelere gereksinimi olduğunda fark eder.

Hizmeti alabilmek için, marketlerde satılan ürünlerin üstünde bulunan ve adı ‘’barkot’’ olan çizgili fişi eline almayınca hiçbir işlem yaptıramadığını,

Bu ‘’barkot’’la maaşından muayene ücreti kesildiğini, cebinden eczanede ek ücret ödediğini,

Hekimlerin bu ‘barkot’ sayesinde prim aldığını,

Ne kadar çok ‘barkot’ o kadar ‘prim’ sisteminin uygulandığını,

Kendisinin cebindeki paraya göre A,B,C, D,E harfleriyle sınıflara ayrıldığını,

Bu sınıflara göre ‘’Katılım payı, ilave ücret’’ ödemesi gerektiğini,

İlaçlarının bazılarına ‘’katılım payı ve ek ücret’’ ödemeden, bazılarını ise hiç alamadığını,

18 yaşın üstündeki kız ve erkek çocuğunu hastaneye götürdüğünde, GSS kapsamında değilse prim ödemeden, hizmet alamadığını,

18 yaşın altındaki kız ve erkek çocuğunu hastaneye götürdüğünde’’ücret ödenmeyecek’’ denmesine karşın eğer anne veya babası GSS kapsamında değilse ücret ödemesi gerektiğini,

Aile hekimliği uygulamasıyla sadece ‘’tedavi’’ edileceğini, hastalanmaması için koruyucu sağlık hizmetlerini alamadığını öğrenir.

GSS tam uygulanmaya başlandığında, aylık prim ödemeden sağlık hizmeti alamayacağını,

Prim ödememesi için evindeki kişi başına düşen gelirin asgari ücretin 3’te birinden az olması gerektiğini (bugün 253 TL’den az),

Kamu hastanelerinin yok olacağını, henüz öğrenmedi.

Genel Sağlık Sigortası ile ‘’herkesin sağlık hizmetinden faydalanacağı, sistemin dışında kalmayacağı’’ söylenmesine karşın. ‘Prim, katılım payı, ek ücretler’ ödeyemeyenin sağlık hizmeti alamayacağı bir sistem içinde Hasta Hakları Yönetmeliğinde yer alan ‘’Hasta, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sağlıklı yaşamanın teşvik edilmesine yönelik faaliyetler ve koruyucu sağlık hizmetleri de dâhil olmak üzere, sağlık hizmetlerinden ihtiyaçlarına uygun olarak faydalanma hakkına sahiptir.’’ Maddesi ihlal edilmektedir.

HAYAD; çözümün sağlıkçısı ve hastasıyla birlikte elbirliği yapılması gerektiğinin bilinciyle, 26 Ekim Hasta Hakları Günü’nde gerçekleri bir kez daha kamuoyuyla paylaşırken, sağlığımızın kaybolmadan korunması, sağlık hizmetlerinin eşit ulaşılabilir ve ücretsiz olması ve sağlık hakkının, hasta haklarının uygulanabilir olması dileğimizi tekrarlıyoruz.

HASTA VE HASTA YAKINI HAKLARI DERNEĞİ
26 Ekim 2010

 

Anasayfa  |  Hesap Numaralarımız  |  İletişim

Copyright 1997-2020 www.hayad.org.tr Tüm hakları saklıdır.