TAM GÜN
"Tam gün" tasarısı ve hasta hakları



Sağlık hizmetleri sosyal devlet anlayışından uzaklaşmıştır. Hakkaniyete uygun ve eşit değildir. Ücretlidir. Çalışanlardan kesilen sigorta primleriyle, daha hastalanmadan bu ücreti ödemeye başlarız. Dolaylı ve dolaysız vergilerle de ödemeye devam ederiz. Hasta olmadan bedelini ödediğimiz sağlık hizmeti için özel muayenehanelerde ve özel sağlık kuruluşlarında çare ararız. Çünkü kamu hastanelerinden sağlık hizmeti alabilmek için günlerce uğraşırız, aylarca sıra bekleriz, hasta hakkı ihlalleri ile karşılaşırız.

İnsan onuruna yaraşır, sıra beklemeden, hastalığımızın hakkında bilgi edinmek, yüzüne bakılan hasta olmak, biraz güler yüz görmek istersek, fark vermek, muayenehaneye gitmek ve sağlık hizmeti bedelini tekrar ödemek zorunda kalırız.

Bu durumdaki sağlık hizmetlerine ancak paramız varsa ulaşabiliriz. TUİK 2005 araştırmasına göre ülkemizde her 100 kişiden 20'si yoksul. Bu yoksullar sağlıktan da yoksun olarak yaşamlarını sürdürmek zorundalar. Böyle bir sağlık sistemi içerisinde "tam gün" yasasının hasta haklarına  katkısının olduğunu, vatandaşların bu yasayla tüm sorunların çözüleceğini sağlık hizmetine kolay ulaşabileceğini söyleyemeyiz. Ama tam gün kavramına karşı değiliz. Hekimlerin tam gün çalışması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün yarı zamanlı çalışan üniversite hocalarını öğleden sonra hastanede veya üniversitede görmek mümkün olmamaktadır. Gerekçe tek başına öğretim üyelerinin yarı zamanlı çalışması olmasa bile tıp fakültelerinin eğitim eksikliğinde etken olmadığını söyleyemeyiz.

Bu yasayla birçok öğretim üyesi, kamu hastanesi hekimi özellikle de endokrinoloji, romatoloji, nefroloji gibi hekim sayısının az olduğu branşlarda kamu ve üniversite hastanelerinden istifalar olacaktır. Sağlık personelinin az olduğu yerlerde hizmet sunumu aksayacaktır. Puanı yüksek işlemler artacaktır. Gereksiz tetkik, muayene ve ameliyatlar ile etik dışı işlemler artacaktır. Sağlık hizmeti bir anlamda "parça başı iş" haline getirilmekte hekimlere "müşteri buldukça kazanırsın" denilmektedir. Belki gizli muayenehaneler açılacaktır. Tasarı tekrar ele alınarak, tam gün uygulamasının nerede ve nasıl uygulanacağı, tüm tarafların sürece katılımı ile yeniden hazırlanmalıdır (tüm kurumlar/kişiler için tek bir düzenleme sakıncalıdır).

Halkın büyük çoğunluğu sadece tam gün yasa tasarısının değil, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın neler getirdiğini de halen bilmemektedir. 2003 yılından beri hekim ve hasta örgütleri el ele vererek, kahvelere, camilere giderek, belki kapı kapı dolaşarak, halka ulaşıp bu dönüşümü anlatmalıydı. Bu yapılmadı. Oysa; tam gün yasa tasarısı gündeme geldiğinde onlarca hekim örgütü bir araya gelip tasarıya karşı çıktılar. Gazetelere ilan vererek seslerini duyurdular. Keşke 2003 yılından beri bu birlikteliği sağlayıp, sağlık çalışanlarının ve hastaların birlikte neler kaybedip, neler kazandıklarını anlatabilselerdi. Hekimler, hekim örgütleri özel hastaneye ve muayenehaneye gidemeyen hastalardan yana tavır koymalıdırlar.

Hasta hakları örgütü olarak bizler de hekimlerin donanımlı bir altyapı ve en iyi ekonomik koşullarda çalışmasını isteriz. Ancak her zaman yıllarca süren eğitimi ve yaşam standartlarının 35-40 yaşlarında arttığını dillendirmektedirler. Bu durum sadece hekimler için söz konusu değildir, Birçok meslek grubunun deneyim ve kariyer sahibi olması, ekonomik olarak rahatlaması bu yaşları bulmaktadır.

Hekimler meslek içi hesaplaşma yapmalıdır. Hekimlerin azınlığının muayenehaneleri vardır. Binlerce kamuda çalışan başka geliri olmayan sadece aldığı maaşla kirasını ödeyen, çocuğunu okutan pratisyen ve uzman hekimler sağlık hizmeti vermektedir. Hastayla aralarında para ilişkisi yoktur. HAYAD özveriyle çalışan hekimlerin yanında olacaktır. Hekimlik mesleğine tanınan part-time ayrıcalığının maalesef çokça kötüye kullanıldığı; ceza kanunu acısından açıkça "suç" olan "bıçak parası" kavramının toplumda kanıksandığı, etik dışı kabul edilmediği, normal karşılandığı; bu tür uygulamalara yıllardır bakanlık basta olmak üzere meslek örgütlerince de seyirci kalındığı, göz yumulduğu, yaptırımsız bırakıldığı herkesin bildiği bir sırdır...

Tasarının genel gerekçe bölümünde, mesai saati dışında yapılan muayenelerin mesai saati içine çekildiği, para ilişkisinin güveni zedelediği, özelde çalışan hekim iyidir imajı yaratıldığı, sağlığın piyasa şartlarına bırakılamayacağının yanı sıra, "Her vatandaşımızın mümkün olan en yüksek standartta sağlık hizmetinden yararlanabilmesi, temel haklar ve sosyal devlet anlayışının aslî unsurlarından birisi olarak kabul edilmektedir. Çağdaş bilimin gereklerine uygun, etkin, verimli, kaliteli, hakkaniyete uygun, yaygın ve kolay erişilebilir sağlık hizmetini, herkese, her yerde   ve her zaman sunabilmek amacı ile Sağlıkta Dönüşüm Programı hazırlanmış ve 2003 yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır" demektedir. Bu gerekçeler HAYAD olarak istediğimiz sağlık hizmeti sunumudur. Devletin verdiği sağlık hizmeti bu gerekçeye uygun olsa HAYAD olarak alkışlarız.

Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği Başkanı

Leyla Ezgi

15.9.2009 Tıp Dünyası dergisi

https://www.ttb.org.tr/TD/TD167/index.pdf

 

Anasayfa  |  Hesap Numaralarımız  |  İletişim

Copyright 1997-2020 www.hayad.org.tr Tüm hakları saklıdır.